Ortalama insan saçlı derisi 100.000 ila 150.000 saç teli içerir. Bu saç telleri cildin hemen altında bulunan folikül veya kök adı verilen yapıdan gelişirler. Saç, folikülün hemen tabanında bulunan kan damarlarından aldığı besin maddeleri ile hayatiyetini devam ettirir. Her saç teli diğerlerinden bağımsız olarak bir büyüme döngüsüne tabidir.
Saç dökülmesi olmayan insanlarda saçların ortlama %85’I ANAGEN faz dediğimiz büyüme fazında, ortalama % 1-2 lik kısmı KATAGEN dediğimiz geçiş fazında, % 13-14 lük kısmı ise TELOGEN dediğimiz dinlenme fazındadır.
Anagen faz dediğimiz büyüme fazı yaklaşık olarak 3-6 yıl devam eder; Anagen faz aynı zamanda saçın uzunluğunu da belirler , saçlarımız yılda yaklaşık 10 cm uzar , 3 yıl süren bir anagen faz için 3 yılın sonunda saç uzunluğunun 30 cm olduğu görülür. bu fazın ardından saç folikülü geçiş fazı denilen ve kısa süren ( yaklaşık 3 hafta ) Katagen faza girer bu fazda saç büyümesi durur ve folikül kısmı normal uzunluğuna gore büzülüp, kısalır ve ardından 2-4 ay sürecek Telogen faz dediğimiz istirahat fazına geçer. Telogen fazda, saçlar uzamadığı halde kök kısmı katejen faza gore daha da kısalır, ancak saç deriye hala tutunmaktadır. Bu dönemde saçlar ince bir görünüm kazanır. Bazen stress , yaralanma, hamilelik ya da diyet sonrası dönemde saçlar bu faza girebilir ki buna “ TELOGEN EFFLUVİUM” adı verilir.
Telogen faz sonrası saç doğal olarak dökülerek yerine yeni saç çıkar ve Anagen faz tekrar başlamış olur. Günlük 50-100 tel arasında saç teli kaybı normal olarak kabul edilmekle birlikte, bu dökülme yoğunluğu Andro Genetik Dökülme dediğimiz genetik dökülme şeklinde günlük 200 saç teli kaybına kadar ulaşabilir.
SAÇLARIMIZIN YAPISI NASILDIR?
Kıl foliküllerinin gelişimi anne karnında 8. haftada başlar, 22. haftada ise bütün kıl foliküllerinin gelişim süreci tamamlanır. Doğum sonrasında vücutta toplam 5 milyon kıl folikülü bulunur. Kıl folikülünün 1 milyonu baş boyun bölgesinde olup, bunun da 100-150 bin kadarı saçlı deridedir. Bir saç folikülü, yaşam boyunca 10-20 kez döngü yaşar. Her bir saç folikülünün ortalama yaşam süresi 85 yıldır.
Androjen adı verilen erkeklik hormonu ergenlik çağı ile birlikte artış gösterir. Vellus adı verilen ince tüysü saçların, koltuk altı bölgesi, genital bölge, sakal ve bıyık bölgesinde kalınlaşmasına, renklerinin koyulaşmasına neden olup terminal saçlara dönüşümünü sağlar. Ancak, ne yazık ki, aynı hormon, saçlı deride ters bir etki gösterir ve ileri zamanlarda saçlarımızı oluşturan terminal saçların vellus tipi saçlara dönüşümüne hatta kelliğe neden olur.
GENETİK ALOPESİ (GENETİK SAÇ DÖKÜLMESİ)
Bu tip dökülmede karakteristik olarak, ilk önce, ön saç çizgisinin sol ve sağ yanında küçük sahalarda saç kaybı başlar. Bu alan saç çizgisinin geriye çekilmesine neden olacak şekilde arkaya doğru ilerler. Bu durum başın ön kısmının kelleşmesine yol açar. Sıklıkla vertex adı verilen, saçın dönme bölgesinin de bulunduğu başın tepe kısmında da benzer gelişim izlenir ve saçın seyrelmesiyle sonlanır. Zamanla bu sahaların boyutu büyür ve sonunda bunlar birleşerek, başın arka kısmında ve yanlarda taç şeklinde korunan bir saha dışında tamamen kelleşmiş bir kafaya neden olur.
Androgenetik tip saç dökülmesi anne-babadan kalıtsal yolla gelebilir. Bu olumsuz genetik durum anne babadan geçmediği durumda kişiye hala ya da dayıdan da miras olarak kalabilir. Andro Genetik Alopesi erkeklerde en sık görülen saç dökülmesi şekli iken, orta yaş üzerindeki kadınlarında yaklaşık olarak % 40 ını etkilemektedir.
Bu durumda:
1. Saç kaybı anormal derecede fazladır,
2. Tekrar saç oluşumu anormal derecede yavaştır.
3. Tekrar çıkan saçlar ise çok daha zayıf, ince telli minyatür saçlardır.
Andro Genetic Alopesi erkeklerin yaklaşık olarak %30 unu 30 yaşından önce, % 50 sinide 50 li yaşlarda etkiler.
Kadınların ise %40 ını 50 yaşından sonra etkiler. Günümüzde Andro genetik dökülme sebebi tam olarak anlaşılmamakla beraber, adından da anlaşılacağı üzere hem hormonal (Androjenler) hem de genetik sebepler etkilidir. Saçlı deride bir çok hormon etkin olmasına karşın, en etkin olanı Androjenlerdir.
Bir çok kadın saçlarının menapoz veya gebelikle inceldiğini gözlemler ki bu da saçlı derideki Dihidrotestosteron hormonu (DHT) düzeylerinin değişmesine bağlıdır.
Erkeklerde DHT hormonu ergenliğe erişmede çok önemli rol oynar; vücut ve yüzdeki kıllar DHT etkisi ile büyümeye başlarlar. Yaşamın sonraki yıllarında yine aynı androjenler (temel olarak DHT) saçlı derideki saç tellerinin minyatürizasyonuna sebep olabilmektedir.
DHT, aynı zamanda saç folikülünün bir an önce telogen faza girmesini sağlayarak dökülmesinin hızlanmasına ve minyatürleşmesine neden olur.
Saçlar telogen faza doğru zorlandıkça, Anagen faz kısalmaya başlar; bununda anlamı daha çok saç kaybıdır. Eğer bu duruma müdahale edilmez ise bu döngü bu şekilde devam ederek artık kalıcı saç kayıplarına yol açar.
Kadınlarda görülen saç dökülmesinin sebepleri nelerdir?
Cansız saçlar, saç tellerinin incelmesi ve saç dökülmesi her üç kadından birinin hayat boyunca muzdarip olduğu temel bir sorundur. Kadınların saç dökülme problemlerinin önemli bir kısmını genetik tip saç dökülmesi oluşturur. Kadın tipi saç dökülmesi olanların %20'sinde aile öyküsü vardır. Kadınlarda genetik nedenler dışında saç dökülmesine neden olan faktörleri şu şekilde sıralayabiliriz:
-Hormon dengesizlikleri
-Doğum sonrası süreç
-Yüksek ateş ve ağır enfeksiyonlar
-Tiroid hastalığı
-Demir Eksikliği
-Dengesiz beslenme ve stres
-Bazı hastalık tedavileri
-Büyük cerrahi girişimler ve kronik hastalıklar
-Saç koparma hastalığı (Trikotilomani)
-Alopesi areata (Saç Kıran)
-Saç bakımında yapılan yanlışlar
Kadınlarda Saç Dökülmesinin Tedavisi
Kadınlarda görülen saç dökülmesinin tedavisi için birçok etken göz önünde bulundurulur. Kadınlarda saç dökülmesinde tanı için saç rengi, saçın sıklığı, saç çapı ve saçın dökülme tipine bakılır ve sistematik kan tahlilleri ile bir hormon tablosunun oluşturulmasının akabinde saç dökülmesinin nedeni belirlenir. Coaching, yani düzenli danışmanlık diye adlandırdığımız takip ile saç dökülmesi yaşayan kadınların saçlarının uzun vadede korunması mümkündür. Kadınların saç dökülmesini engellemek için önerilen tedaviler saçlı deriye lokal uygulanan SERUM, vitamin ve diğer tetikleyiciler; ağızdan alınan besin takviye tabletleri yada saç dökülmesinin ileri boyutlara ulaşması durumunda diğer tedavilerle eş güdümlü yürütülecek bir saç nakli olarak özetlenebilir.
Saç Kıran (Alopesi Areata)
Saç derisinde ara ara belirgin bir şekilde ceviz büyüklüğünde veya daha büyük ebatlarda dökülmeler meydana gelebilir. Bu dökülmeler yaygın bir şekilde olabileceği gibi bir, iki yuvarlak şeklinde de olabilmektedir. Hastalık çeşitli ilaçlar ile tedavi edilebilir ve dökülen saçların yerini kısa sürede yeni saçlar alabilir. Saç dökülme tiplerinden biri olan saç kıran (alopesi areata) kadınlarda veya erkeklerde oluşabilmektedir.
Diffüz Alopesi
Bütün saç derisini kaplayan, bölgesel dökülmelerin dışında bütün saç derisinde dökülme yaşanan saç dökülme tipi olmaktadır. Saçlar yoğun olara dökülmeye ve gözle görülür bir seyrelme başlayana kadar fark edilmez.
Anajen Effluvium
Kişilerin aşırı derece de radyasyona ve kimyasal ilaçlara maruz kalması durumunda meydana gelir. Son zamanlarda en çok yaşanan
hastalıklardan bir tanesi de kanser vakaları olmaktadır. Kanser hastalığının tedavi edilebilmesi adına kullanılan yöntemlerden biri olan kemoterapi saçların dökülmesine neden olur. Kemoterapi tedavisi ile verilen kimyasal ilaçlar zararlı hücreleri yok ederken aynı zamanda sağlıklı hücrelere de zarar verir. Bundan dolayı kimyasal ilaç tedavisi sırasında saç hücreleri olumsuz olarak etkilenir ve saçlarda yoğun olarak dökülme yaşanır. Kanser tedavi yöntemlerinden bir diğeri ise radyoterapidir. Radyoterapi esnasında kişiler çok fazla radyasyona maruz dolayı saç hücreleri zarar görür ve saçlar dökülür. Kemoterapi esnasında dökülen saçların yerine yenisi çıkar ancak radyoterapi ardından saçların yeniden çıkması oldukça zordur.
Doğal Saç Dökülmesi
Saçlar doğal olarak bir dökülme süreci yaşar. Günlük 100 -150 tel saç dökülmesi doğal saç dökülmesine örnek olarak gösterilebilir. Günlük olarak saçlar daha fazla dökülmeye başladığında mutlaka bir sorun oluşmaktadır. Saçların çok sıkı bağlanması sonucu yaşanan dökülmeler, hamilelik esnasında veya doğumdan sonra yaşanan dökülmeler doğal saç dökülmesidir.
Enfeksiyona Bağlı Saç Dökülmesi
Enfeksiyon bütün vücudun yapısını etkiler ve kişinin vücudunda yer alan bütün hücreleri olumsuz yönde etkilediğinden dolayı kişilerin cilt ve saç yapısına zarar verir. Vücudun farklı bölümlerinde yer alan enfeksiyon kendini cilt üzerinde meydana gelen irinli sivilceler ve yaralar ile gösterir. Dişlerde oluşan enfeksiyonel hastalıklar saç dökülmesi sorunu yaşanmasına neden olur. Enfeksiyon sonrası saç dökülmesi, enfeksiyonun vücuttan atılmasına ve kurutulmasına kadar devam eder. Bundan dolayı diş eti rahatsızlıkları bulunan veya çürük dişleri bulunan kişilerin mutlaka tedavi adına diş hekimine başvurması gerekir. Vücutta bulunan bütün hücreler birbirleri ile bağlantılı olarak çalışmakta ve organlar birbirlerini etkilemektedir. Dişte meydana gelen enfeksiyon bundan dolayı saçların dökülmesine neden olur.
Anemi Sonucunda Yaşanan Saç Dökülmesi
Kadınların en çok yaşadığı sorunlardan bir tanesi de demir eksikliği olmaktadır. Yaşanan demir eksikliği sonucunda saçlarda yoğun olarak dökülme yaşanır.
Ağır enfeksiyonlar ve ateşli hastalıklar sonucunda yaşanan saç dökülmesi kişileri psikolojik olarak olumsuz etkileyebilir. Ancak enfeksiyon sonrası saç dökülmesi, geçici olduğundan dolayı hastalıkların tedavisi sonrasında belli bir süreç sonra dökülen saçlar yerine gelmektedir.
Yanlış Beslenme Yöntemleri Sonucunda Yaşanan Saç Dökülmesi
Vitamin ve mineral eksikliği sonucunda yaşanan dökülme sorununu önleyebilmek adına doğru beslenme tekniklerini bilinmesi gerekir. Pekmez, yeşil yapraklı sebzeler ve bol vitaminli meyveler dökülmenin önüne geçebilmek için tüketilmelidir.